26 Nisan 2008 Cumartesi

İSLAM'DA ŞEHİTLİK VE ÇANAKKALE ZAFERİ



İSLAM'DA ŞEHİTLİK VE ÇANAKKALE ZAFERİ

Mahmut KARA
Mensuplarına dünya ve ahiret mutluluğu vadeden dinimiz vatan, millet ve devlet gibi kutsal sayılan değerlere büyük önem vermiştir. Bu değerlerin korunmasına çalışırken şehit ve gazi olanlar, Yüce Allah ve Sevgili Peygamberimiz tarafından övülmüştür. Bu hususta Al-i İmran Suresi'nin 169. ve170.ayetlerinde:
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar. Allah'ın lutf-u kereminden ihsan ettiği nimetlere kavuşmaktan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine katılmayan müstakbel şehit dindaşlarına da kendilerine hiçbir korku olmayacağına ve üzüntü hissetmeyeceklerine dair de müjde vermek isterler."buyrulmuştur.
Sevgili Peygamberimiz de şehitlik mertebesinin yüceliğine işaret eden bir Hadis-i Şeriflerinde:"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim." 1 buyurmuşlardır.
Müslümanların "ölürsem şehit, kalırsam gazi" inancı, nice zorlukları aşmada onlara yardım etmiştir. Böylece kendilerinden sayıca çok üstün durumda bulunan ordulara karşı pek çok zaferler elde etmişlerdir. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, ecdadımızın taraf olduğu savaşların hepsinde meşru bir müdafaa vardır. Yoksa sömürgeci ve yayılmacı bir anlayış ya da sadece toprak elde etme emelleri yoktur, işte bu savaşların yakın tarihimizde en önemlilerinden biri de bu yıl 93. Yılını kutladığımız Çanakkale Zaferi'dir.
Aziz vatanımız dünyamızın çok önemli bir noktasında yer almaktadır. Bu güzel topraklara sahip olmak asırlardır, pek çok devletin ve kumandanın hayallerini süslemiştir. Zamanın her bakımdan en güçlü devletlerinin askerleri bir hayalin peşine düşerek Çanakkale Boğazına kadar geldiler. Akıllarınca boğazları geçecekler, Müslüman Türkleri tarih sayfasından sileceklerdi. Hasta adam dedikleri Osmanlı imparatorluğunu yok ederek, asırlardır süregelen haçlı zihniyetini dünyaya hâkim kılacaklardı. Ancak, askeri anlamda çok üstün saydıkları planları ve harp taktikleri, başta devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının her şeyini ortaya koyarak yaptığı yurt savunması karşısında, Çanakkale Boğazı'nda suya düştü. Böylece dünya durdukça konuşulacak olan "Çanakkale Geçilmez Destanı" yazıldı.
Her Çanakkale Zaferinin yıl dönümünde hatırlamamız ve zaferden çıkarmamız gereken dersler vardır. Bunların bir kaçını şöylece sıralayabiliriz:
- Çanakkale geçilmez destanı yazılırken doğusundan batısına eli silah tutan vatan evlatları görev almıştır. Bunlardan 250 bine yakını şehit olmuş, geride on binlerce gazi kalmıştır. — İnanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymada en önemli faktörler olmuştur.
— Bu gün bu aziz vatanda canlarından ve namuslarından emin olarak bağımsız bir hayat yaşayan bizler, tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularıyla dolu olmalıyız.
— Kutlamalar anında tarihimizle sadece övünmekle kalmayıp atalarımızın o an taşıdıkları ruhu kazanmaya çalışmalı ve yeni nesilleri de bu duygularla yetiştirmeliyiz.
Bu duygularla bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyor; böylesine acılı günleri tekrar yaşatmasın, bizleri tarihimizi öğrenerek geleceğimize yön verenlerden eylesin diye Rabbimize dua ediyoruz.
1.Riyazü's-Salihin, 2/535

Hiç yorum yok: