Hazır Cevaplar
Ne Yedirelim?
Lokman Hekim'e:-Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş:-Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur.
Ben Çekilirim
Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek, gayet sakin su karşılığı verir:-Ben çekilirim.
Sabır
Cüneyd-i Bağdadi'ye "sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş.- Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır.
Tabip
Beyazıd-i Bestami Hazretleri akıl hastahanesinin önünden geçerken, bir tabibin havanda ilaç dövdüğünü görerek:- Çok günahkarım, der. Bunun içinde ilaç var mı? Tabib daha cevap vermeden, konuşmaları dinleyen bir hasta, pencereden seslenir.- Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır. Kalb havanında tevhid tokmağı ile döv. İnsaf eleğinden geçir, göz yaşı ile yoğur. Aşk fırınında pişir ve sabah akşam bol bol ye. Göreceksin hastalığından eser kalmayacak.Bistami hazretlerinin gözleri dolar ve :- Ya Rabbi, der. Şu dünya hastanesinde ne tabipler var.
Biz de Onlara Yaklaşıyoruz
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarındailerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:- Biz de onlara yaklaşıyoruz.
Lokman Hekim'e:-Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş:-Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur.
Ben Çekilirim
Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek, gayet sakin su karşılığı verir:-Ben çekilirim.
Sabır
Cüneyd-i Bağdadi'ye "sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş.- Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır.
Tabip
Beyazıd-i Bestami Hazretleri akıl hastahanesinin önünden geçerken, bir tabibin havanda ilaç dövdüğünü görerek:- Çok günahkarım, der. Bunun içinde ilaç var mı? Tabib daha cevap vermeden, konuşmaları dinleyen bir hasta, pencereden seslenir.- Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır. Kalb havanında tevhid tokmağı ile döv. İnsaf eleğinden geçir, göz yaşı ile yoğur. Aşk fırınında pişir ve sabah akşam bol bol ye. Göreceksin hastalığından eser kalmayacak.Bistami hazretlerinin gözleri dolar ve :- Ya Rabbi, der. Şu dünya hastanesinde ne tabipler var.
Biz de Onlara Yaklaşıyoruz
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarındailerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:- Biz de onlara yaklaşıyoruz.
Bal ile Sirke
Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar:- Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi?Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı?- Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar
Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar:- Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi?Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı?- Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar
Caize
Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir vakıa geçmiştir: Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi pek beğenir:- Sana bu kasiden için ne caize vereyim?- Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim.- Bu kadar güzel bir kasidenin caizesi bir av köpeği olur mu?- Efendim kulunuz böyle istiyor.Halife Mehdi işe şaşar, ama şairi de kırmak istemez:- Peki, istediğin gibi sana bir av köpeği versinler.- Fakat Efendim bendeniz ava ne ile gideceğim?- Hakkın var bir de at versinler.- Ata nasıl bineceğim?- Doğru, güzel bir eğer takımı da versinler.- Efendimiz ata kim bakacak?- Haklısın, bir de köle versinler.- Ama Efendim ben atı nerede barındıracağım?- Bir de ahır versinler.- Köleyi nerede yatırayım?- Bir ev versinler.- Bu kadar halkı ne ile doyuracağım?- Bin altın da haçlık versinler.- Efendim...Halife Mehdi şairin sözünü kesmiş:Eğer masrafı idare etmeye bir kethüda, hesapları tutmaya bir katip istersen köpeği geri alırım ha!..
Açlık
Fatih, hocası Akşemseddin'e sorar:- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?Akşemsettin cevap verir:- Ölünceye kadar
Sır
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Bende bilirim.
Karınca
Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş:Dırahta ger ziyân etse karıncaZararı var mıdır ânı kırınca(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:Yarın Hakkın divanına varıncaSüleyman'dan hakkın alır karınca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder